Türk Milleti'nin bağımsızlığına ve kutsal değerlerine olan inancını destanlaştıran İstiklâl Marşı'mızın, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilişinin 102. yıl dönümünü kutlamanın gururunu yaşıyoruz.
İstiklâl mücadelemizin en zorlu, en buhranlı dönemleriydi. Vatan toprağı karış karış işgal ediliyor, kutsallarımıza saldırılıyor ve milletimizin gücü tükeniyordu. Zorlu savaşlar geçirmiş, ağır kayıplar vermiş, fakat milli mücadele ruhumuz ile dünyaya karşı önemli zaferler elde etmiştik. Şanlı ordumuz ile milletimiz bitkin haldeydi; ülkemiz yorgun, ama gururluydu. Tüm öğrenciler cepheye giderek ülkeleri adına canlarını feda ettikleri için okullar uzun bir süre mezun dahi veremedi. İşte tüm bu ahval içinde, Millî Mücadele yıllarımızda cesaretimizi toplamak, millî duygularımızı kabartmak, şanlı ordumuzun gücüne güç katmak, manevi hislerimizi ve millî şuuru şahlandırmak adına al bayrağımıza yaraşır bir Millî Marş arayışına girildi.
Ülkenin bağımsızlık ilanının en önemli unsurlarından olan Millî Marş için koyulan ödül büyüktü, yüzlerce şiir yazıldı, okundu. Fakat yüzlercesinin içinde öyle bir tanesi vardı ki; okurken nefesi kesen, insanın nabzını artıran, ruhu göğe çıkaran, millî hissiyatla iman gücünü harmanlayıp duygu seli yaşatan... İşte o, Bayrağımız ve onun hürriyetini ebedileştiren, milletimizin ruhunu, tarihini ve ideallerini aksettiren ölmez şaheser İstiklâl Marşımız oldu.
Mehmet Akif, güçlü anlatımıyla seçkin bir eser oluşturmuş, özlü dizeleriyle milletimizin, ülkesine yönelen tehditlere kararlılıkla direneceğini, bağımsızlığını her şartta koruyacağını dünyaya duyurmuştu. Böylece millî ruhun tercümanı, millî vakarın seslenişi olan İstiklâl Marşı, "Millî Marşımız"; Türk milletinin atan nabzı, haykıran iradesi, meydan okuyan sesi olan Mehmet Akif Ersoy ise "Millî Şairimiz" oldu.
İstiklal Marşı'nı anlayabilmek için, Mehmet Akif'i iyi bilmek, onun bütün yönleriyle şahsında topladığı "milli mücadele ruhunu" yakından tanımak, bu ruhu, hakkı ile hissetmek gerekir. Merhum Akif'e minnet borcumuzu ödemek, O'nu hakkıyla anmayı gerektirir. Bu borcu onu okuyarak, anlayarak, onu hissederek ancak ödeyebiliriz.
Bizler, geçmişin mirasını ve geleceğin emanetini taşıyoruz. Bu kutsal emaneti gelecek nesillere en güzel şekilde ulaştırmalıyız. Mehmet Akif'in özellikle üzerinde durduğu kesim olan gençlik bizlere emanettir. Onları Millî Şairimizin tasvir ettiği "Asım'ın Nesli" olarak yetiştirmek gibi kutsal bir görevi özellikle biz eğitimcilerin üstleniyor olması bizim için büyük gururdur. Mehmet Akif'in ideal genci Asım'ı tanımak, Asım'ın üzerinden Türk gençlerine seslenişlerini duymak, bugüne ve yarına örnek gençler kazanmada bize yol gösterecektir.
"Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek."
Dizelerindeki "Asım'ın Nesli" olan sevgili çocuklar, kıymetli gençlerimiz, bu onurlu duruşun en önemli temsilcileri ve emanetçileri sizler olacaksınız.
İstiklal Marşımızın yazıldığı zamanlardaki birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız olan şu günlerde, bu duygu ve düşüncelerle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere vatan ve millet uğrunda emek vermiş, mücadele etmiş, gazi olmuş, şehit düşmüş tüm kahramanlarımız ile aziz ecdadımızı, ilk meclisin saygıdeğer üyelerini ve Millî Şairimiz, büyük mütefekkir Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle anıyor, aziz hatıralarını saygıyla yâd ediyorum.
"Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın."
Seyfullah OKUMUŞ Aydın İl Milli Eğitim Müdürü