6 Şubat'tan bu yana özel günlerimizi ve bayramlarımızı, yaşadığımız Asrın Felaketinin hüznü gölgesinde icra etmekteyiz. Biliyoruz ki bu 23 Nisan'da okulunda, hatta şehrinde olamayan pek çok çocuğumuz mevcut. Diğer yandan burada bizler, deprem bölgesinden gelerek okullarımıza renk katan, aramıza katılan öğrencilerimizle birlikte olmanın mutluluğu içindeyiz.

Şükürler olsun ki tüm bu zorlu süreçlerde bile bizleri bir araya getiren güçlü milli şuurumuz, manevi değerlerimiz var. Bugün burada 103'üncü yıl dönümü vesilesiyle toplandığımız Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 1920 yılında yine ülkemizin çok zorlu bir süreci sonunda Meclisimizin ilk Başkanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kazandırılmıştı ülkemize.

Belki de en zor ve çok büyük kayıplar vererek elde edilen bağımsızlık serüvenimiz, aynı zamanda en büyük gururumuz olmuştur. Kurtuluş Savaşı'nda milletimizin yazdığı destan, sadece ülkemize değil tüm Dünya'ya örnek teşkil edecek büyüklükteydi. Kurtuluş Savaşı gibi çok buhranlı bir süreçten milletçe el ele vererek çıkan ülkemizin, bugün yine büyük kayıplar verdiğimiz felaketlerde aynı dayanışmayla kalktığını görmek en büyük tesellimizdir. Ecdadımızın bize bıraktığı milli ruhu, bizim de evlatlarımıza bu birlik örneğiyle bırakıyor olmamız bizler için onurdur.

                Dünyada çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye'dir. Tarihimizin gurur dolu sayfalarının yeni nesillerce öğrenilmesi ve Cumhuriyetimizi emanet edeceğimiz çocukların bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisanlar, önemli birer vesiledir.

         Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde ve O'nun: "Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır" öngörüsüyle tutuşturulan bağımsızlık meşalesi, 23 Nisan 1920 Cuma günü Ankara'dan, Anadolu'nun dört bir yanını aydınlatan bir dirilişin müjdecisiydi.

23 Nisan bizim için öylesine bir tarih değildir. Bir dönüm noktasıdır; esaret zincirleriyle ayakları bağlanmak istenen yaralı aslanın bu esareti kabul etmediğinin, sabrın sonunun selamet olduğunun en güzel örneğidir. Bir milletin küllerinden doğuşunun cümle âleme ilanıdır.

Geçmişten günümüze tarih sahnesinde hep var olmuş bir ulusun, yok edilmek istenirken varlığını devam ettirmek için yedi düvele başkaldırarak dünya döndükçe var olacağını ispatladığı günlerden biridir 23 Nisan.

O büyük günün ardından, hür iradesiyle zafere ve başarıya inanmış, bağımsızlık tutkusuyla gönülleri tutuşmuş bir millet; birlik ve beraberlik içinde büyük güçlüklerin üstesinden nasıl gelineceğini tüm dünyaya göstermiş ve göstermeye de devam etmektedir.

Sevgili Çocuklar,

Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, farklı fikirlere ev sahipliği yapan ilk meclisimizin mirasını sizlere bırakmış ve 23 Nisan 1920'nin Hâkimiyeti Milliye Bayramı'nı, 1929'da Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak sizlere armağan etmiştir.

Atatürk'ün şu hitabını hiç unutmayın. "Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz."

 Bu duygularla başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere vatanımız uğruna canlarını seve seve veren tüm şehitlerimizi, aziz ecdadımızı rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.

Sevginin, kardeşliğin, hoşgörünün ve barışın hâkim olduğu bir dünyada el ele yaşamak ümidiyle, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.

Seyfullah OKUMUŞ

Aydın İl Milli Eğitim Müdürü