Engelli vatandaşlarımıza karşı duyarlılık ve farkındalığın arttırılması amacıyla 10-16 Mayıs tarihlerini engelliler haftası olarak idrak etmekteyiz.
Engellilerin geleceğe umutla bakan bireyler olmalarının yolu onların hayatlarını daha da kolaylaştırmak ve toplumla daha da bütünleşmelerini sağlamaktan geçer. Bu noktada eğitimci olarak bizler engelsiz yaşamda daha sorumlu, bilinçli ve duyarlı davranmak zorunda olduğumuzun farkındayız. Hayatınızdaki engelleri kaldırmak, sizlere fırsat eşitliği sunmak için var gücümüzle çalışıyoruz, çalışacağız.
Engelli vatandaşların sorunlarına çözüm üretmek, onların da toplumun birer parçası olduğunu, toplum hayatından eşit ve üretken birer birey olmaları için herkesin görevi olduğunu unutmamalı, her bireyin birer engelli adayı olduğunu hatırlayarak, engelli vatandaşlarımıza karşı her zaman duyarlı olmalıyız. Şunu da unutmamak gerekir ki; engelli olmak asla bir kusur değildir ve engelli bireylerimiz hiçbir zaman yaşama azmini yitirmemelidir.
Ülkemizdeki ve dünyanın dört bir yanındaki engelli kardeşlerimizin "engel tanımayarak" elde ettikleri nice başarı, geleceğin dünyasında onların daha çok söz sahibi olacaklarını bizlere göstermektedir. Bu sebeple başta eğitim olmak üzere, her alanda engelsiz bir dünya için hoşgörü ve empatiyle çalışmalıyız.
Sözlerimi Yunus Emre'nin: "Ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için. Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim." sözleriyle bitirirken, bütün işlerimizde sevgiyi esas almamız gerektiğini, asıl engelin "sevgisizlik" olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Bu duygularla, Engelliler Haftası'nın yılın tümünü kapsayacak bir hassasiyetle idrak edilmesini temenni ediyor, ilimizde yaşayan tüm engelli vatandaşlarımız ve fedakâr ailelerinin Engelliler Haftası'nı kutluyor, sevgi, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.