İstiklal mücadelemizin en buhranlı günleri yaşanmaktadır. İzmir işgal edilmiş, Bursa düşmüş, Afyon kaybedilmiş, bin yıllık Türkiye tarihinde ilk defa düşman orduları Türk yurdunun harim-i ismetine, namus ocağına, mukaddes toprağına girmiştir.
Bu büyük acıyı derinden hisseden Türk milleti gerek cemiyet halinde, gerekse fert fert elinden gelen tüm çabayı göstermektedir. Böyle bir ortamın tüm acılarını bizzat yaşayan ve şahitlik eden Mehmet Akif, Türk Milletinin her ferdi gibi halkı Milli Mücadeleye teşvik ederek, yazılar yazmakta, şiirler neşretmekte, vaazlar vermektedir.
Şöyle demektedir milli şairimiz;
…Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim,
İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim.
Bu şekilde İstiklal Mücadelemizi bizzat gören ve yaşayan, yüreği vatan ve istiklal sevgisi ile dolu olan Mehmet Akif, bir milletin topyekûn yaşadığı derin ıstırabın tercümanı olmuştur.
Üzerinde anlaştığımız, uzlaştığımız, bu milleti millet yapan değerlerin ne olduğu konusunda çerçeveyi çizen, milli mutabakat metnimiz olan İstiklal Marşımız, işte bu ahval ve hissiyat üzerine ortaya çıkmıştır.
Tasviri ve tarifi mümkün olmayan mücadelemizin güç şartları altında yazılıp, “Kahraman ordumuza” ithaf edilen, aziz milletimizi “Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal” diyerek müjdeleyen, vatanı işgal kuvvetleri tarafından paylaşılan ve tarih sahnesinden yok edilmek üzere olan bir milletin hasletlerini ve değerlerini en veciz şekilde ifade eden bir destandır, İstiklâl Marşımız.
Aziz Milletimizin, milli ve manevi değerlerini, acılarını ve duygularını yüreğinde hisseden, vatan ve bayrak sevgisinin timsali üstat Mehmet Akif, Anadolu’nun her karış toprağında, cephelerde, kahraman ordumuzun içinde, İstiklal Marşımızı yazmamış, Türk Milletinin şahsında, bizzat yaşamıştır.
Sevgili gençler!
Ülkemizin ait olduğu coğrafyada düşmanlarıyla her yönden tehdit edildiği, aciz ve güçsüz hale düşürülmek istendiği şu günlerde İstiklal Marşımızın yazıldığı zamanlardaki birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu açıktır.
Türk Milleti olarak tarihimizden alacağımız dersle; vatanımıza sahip çıkan, bayrağının her damlasındaki asil kanla yurdun her köşesinde istiklalini koruyan, yabancı mihrakların değil kendi hedeflerinin savunucusu olan tertemiz bir gençlikle daima ayakta olacağız.
İstiklal Marşımızı vatanına, bayrağına ve insan olmanın sorumluluğuna yakışır bir ömür sürerek yazan Mehmet Akif Ersoy’un;
“Âsım´ ın nesli... Diyordum ya... Nesilmiş gerçek; İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.”
Dizelerindeki “Asım’ın Nesli” olan siz gençlerimiz, bu onurlu duruşun en önemli temsilcileri ve emanetçileri sizler olacaksınız.
Atalarımızın büyük bedeller ödeyerek canları pahasına koruduğu bu aziz vatan, bizlere emanettir. Almış olduğumuz bu emaneti ne pahasına olursa olsun korumak, boynumuzun borcudur. Şu anı yaşayanlar olarak bizler, geçmişin mirasını ve geleceğin emanetini taşıyoruz. Bu kutsal emaneti gelecek nesillere en güzel şekilde ulaştırmalıyız. Unutmayınız ki omuzlarımızda geleceğin sorumluluğu vardır. Bu sorumluluğu taşımak çalışmak ister, fedakârlık ister. Bizden sonra gelecek nesillere güçlü ve müreffeh bir ülke bırakmak, geçmişin mirasını geleceğe emanet olarak taşımak için çok çalışmalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle; İstiklal Marşı’mızın kabulünün 98. yıldönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Milli Şairimiz, büyük mütefekkir, Mehmet Akif Ersoy ve ay yıldızlı bayrak uğruna canlarını feda eden bütün şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.
Seyfullah OKUMUŞ
İl Milli Eğitim Müdürü