Bir matem gününden ziyade muhasebe ve murakabe günü olan 10 Kasım, Atatürk'ün her yönüyle bilinmesi ve özümsenmesi açısından, mühim bir zamana işaret etmektedir. O'nu anladığımız ölçüde hakkıyla ve layıkıyla anlatacağımız da bir hakikattir.
O, tarihe yön veren, talihe yol açan, ülkesine ve milletine yol gösteren eşsiz bir siyaset insanı, büyük bir kumandan, imrenilecek bir devlet adamıdır.
Gücünü, heyecanını, kararlılığını ve sabrını milletimizin aziz ruhundan aldığı bir liderlik vasfıyla hem milletimizin hem de mazlum milletlerin kalbinde taht kurmuştur. O'nun mücadelesi yıllardır bağımlı yaşayan halklara da cesaret kaynağı olmuştur.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü; inançlarının derinliği, heveslerinin yüksekliği, ufkunun genişliği, Türk milletine duyduğu engin sevgisiyle anlamak ve bu şekilde hakkını teslim etmek lazımdır.
Geride bıraktığı hatıralar, emanet ettiği büyük miras, üzerine titrediği bağımsız yaşama azmi ilk günkü kadar taze ve heyecan vericidir.
"Benim naçiz vücudum, elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır." diyerek önce manevi nizamın gerçeğini vurgulayan, sonra da "en büyük eserim" dediği Türkiye Cumhuriyeti'nin hududunu çizen Büyük Önder; devletimizin bekasını genç nesle, genç nesli de biz öğretmenlere emanet etmiştir.
Bıraktığı mirasa sahip çıkmak ve bizlere emanet ettiği gençlere hizmet etmek boynumuzun borcudur.
Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aziz hatırasını, 82. yılda, saygı ve minnetle yâd ediyor, milli mücadele kahramanlarımızı ve bu vatan için canını vermiş bütün şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyorum.
Seyfullah OKUMUŞ
İl Millî Eğitim Müdürü