İstiklâl mücadelemizin en zor günleri yaşanıyordu. Bir yandan yurdun dört bir yanında vatan müdafaası yapılıyor, diğer taraftan yeni kurulacak devletin temelleri atılıyordu.
Gazi meclis, vatan toprağını var gücüyle müdafaa eden bu milletin vefakâr insanlarının millî heyecanlarını diri tutacak bir marş yazılması için harekete geçmişti. Önce 724 şiirin arasından heyecan uyandıracak bir şiire rastlanılmadı. Sonra Akif'in eserinin de aralarında olduğu 7 şiir meclisin görüşüne sunuldu. Ve nihayet 12 Mart 1921'de, Akif'in şiiri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çoğunluğun oyunu alarak büyük bir heyecan ve alkışlarla "Millî Marş" olarak kabul edildi.
Böylece millî ruhun tercümanı, millî vakarın seslenişi, millî haysiyetin yorumu olan İstiklal Marşı, "millî marşımız"; Türk milletinin atan nabzı, haykıran iradesi, meydan okuyan nefesi olan Mehmet Akif Ersoy, "vatan şairimiz" oldu.
Her kelimesinde inanç, her dizesinde iman, her kıtasında cesaret ve kararlılık olan İstiklâl Marşı'mızın "Korkma" diyerek başlayan seslenişi; manevi dirilişin sembolü olarak umutları tazelemiş, ülküleri perçinlemiş, özgüveni ayağa kaldırmıştır.
İstiklâlimizin manevi mimarları arasında şüphesiz ki merhum Mehmet Akif Ersoy'un yeri çok ayrıcalıklı ve özeldir. Merhum Akif, son demlerinde "Allah bir daha bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın" diyerek en içten dua ve beklentisini dile getirmiştir.
Yine o tarihlerde, hastalığı sırasında, kendisini ziyarete gelen arkadaşlarına:
"O günler, ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. O şiir milletin o günkü heyecanının ifadesidir. Bin bir facia karşısında bunalan ruhların, ıstıraplar içinde kurtuluş dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin bir hatırasıdır. O şiir, bir daha yazılamaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lâzım. O şiir artık benim değildir. O milletin malıdır. Benim, millete karşı en kıymetli hediyem budur." diyerek İstiklâl Marşı'nı milletimize hediye etmiştir.
Sevgili gençler; tarihi bilmek başka şeydir, tarihi bilinçli bir şekilde yaşamak başka bir şey. Dünyanın herhangi bir tarihçisi daha çok gayret sarf ederek tarihimizi öğrenebilir; ama ne İstiklâl Marşı'mızdaki ruhu ne de Millî Mücadelenin taşıdığı manayı bizim gibi anlayamaz.
Sizlerden beklentimiz bir asırlık bu ruha sahip çıkmanız, yüreğinizdeki "Asım"ı diri tutarak sonsuza kadar yaşatmanızdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "en sevdiğim mısraları" dediği ve milletinden asla unutmamasını istediği "Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklâl" mısralarını unutmamanızdır.
İstiklâl Marşı'mızın kabul edilişinin "100. yılında" vatan ve millet uğrunda emek vermiş, mücadele etmiş, gazi olmuş, şehit düşmüş tüm kahramanlarımız ile aziz ecdadımızı, ilk meclisin saygıdeğer üyelerini ve millî şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle anıyor, muhterem hatıralarını saygıyla yâd ediyorum.
Seyfullah OKUMUŞ
İl Millî Eğitim Müdürü