Türk milleti tarihin şahitlik ettiği hiçbir zamanda egemenliğinden vazgeçmemiş, onu kaybetmemek, sahip çıkabilmek için zorlu mücadeleler vermiştir. Bu uğurda verdiğimiz belki de en önemli, en anlamlı mücadelemiz Kurtuluş Savaşımızdır.
Milli Mücadele’nin kazanılması ile küllerinden yeniden doğuş destanı yazan milletimiz bunu da 23 Nisan 1920’ de Ankara’ da milletin ilk meclisini açarak tescillemiş ve dünyaya ilan etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’ nin aziz milleti olan bizler, doksan dokuz yıl önce, Türkiye Cumhuriyetinin temellerini atan, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında büyük rol oynayan, ilk milli meclisimiz olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı bugüne kavuşmanın kıvanç ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Bize bugünü armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün sözlüğünde çocuk “sevgi” demekti. Bir ailenin meyvesi, yalan bilmeyen küçük bir melekti. Geleceğin gülü, yıldızı, mutluluk ışığıydı çocuklar onun için. Bu yüzden olsa gerek ki O, yaşamı boyunca tüm sevdiklerine hangi yaşta olursa olsun “çocuk” diye seslendi. Onun çocuğu yoktu ama içinde bitip tükenmek bilmeyen bir çocuk sevgisi vardı. Bundan dolayı bütün Türk çocukları onun öz yavruları gibiydi.
Uğruna binlerce şehit verdiğimiz bu vatanı çocuklara emanet etti ve “Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor, bu vatanı onlara bırakıyorum ve biliyorum ki gözüm arkada kalmayacak” diyerek geleceğimiz olan çocuklarımıza ne kadar değer verdiğini ve onlara ne kadar çok güvendiğini bir kez daha gösterdi.
Evet çocuk! bir ağaçta bin çiçek, bir yürekte milyonlarca kardeşsin.
Geleceğimiz, umudumuz, ışığımız, en ümitli günlerimizsin. Gün birlik ve beraberlik günü. Gün tarihimizden aldığımız güç ile hızla değişen dünyada ülkemizin adını bilimde, fende, teknolojide ve sanayide altın harflerle yazdırarak geleceğe yön verme günü. Bunun için ihtiyacın olan cesaret yüreğinde şöhretin tarihinde, cevherin ise kanındadır.
Hepinizin bu en özel gününü tüm samimiyetim ile kutlar, sevgi ve saygılar sunarım. Bayramımız hepimize kutlu olsun!..
