OSB Mesleki Eğitim Merkezleri Toplu Açılışı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'ın Katılımlarıyla Gerçekleştirildi
282
17:21
10.01.2022

Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB) yer alan Mesleki Eğitim Merkezleri Ofislerinin açılış programı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'ın teşrifleri ve Milli Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut ÖZER'in katılımlarıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.

Milli Eğitim Bakanlığımız ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı arasında imzalanarak 81 ilimizin tamamında hayata geçirilen "Mesleki ve Teknik Eğitim İş Birliği Protokolü" kapsamında mesleki ve teknik anadolu liseleri ile mesleki eğitim merkezleriyle eşleştirilen ve Sanayi Bölgelerinde oluşturulan mesleki eğitim merkezi irtibat bürolarının açılışları Cumhurbaşkanlığı külliyesi düzenlenen kurdele kesim töreniyle eş zamanlı olarak yapıldı.

Açılış programına Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'ın yanı sıra, Milli Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut ÖZER, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa VARANK ile Bakanlığımız yetkilileri, İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Seyfullah OKUMUŞ, OSB yönetim kurulu üyeleri, bölge müdürleri, yönetim kurulu başkanları, ilgili il milli eğitim müdürleri, Ankara ilindeki Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri, Çok Programlı Anadolu Liseleri ile Mesleki Eğitim Merkezlerinin yöneticileri ve öğrencileri katıldı.

Millî Eğitim Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının iş birliğinde gerçekleştirilen Organize Sanayi Bölgeleri Mesleki Eğitim Merkezleri Projesi'nin ülkenin temel ihtiyaçlarından birini daha giderdiğini ifade eden Erdoğan, ülkede üretim ve istihdamın lokomotifi hâline gelen organize sanayi bölgelerinin bu projeyle eğitim alanında sorumluluk üstlendiğini söyledi.

İlimizde Efeler, Söke, Germencik, Buharkent, Çine, Nazilli ve Köşk ilçelerimizde bulunan Organize Sanayi Bölgelerinde açılan Mesleki Eğitim Merkezi İrtibat Büroları ile birlikte OSB'de çalışanların mesleki eğitim merkezleri programlarından daha hızlı ve daha etkin şekilde faydalanmaları sağlanmış olacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan; teori ile pratiği başarıyla buluşturan, eğitim öğretimde kamu-özel dayanışmasını güçlendiren bu güzel projenin ülke, millet, öğrenci, öğretmenler ve iş dünyası için hayırlara vesile olmasını diledi.

 

Millî Eğitim Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, projeye destek veren resmî ve özel tüm kuruluşları gönülden tebrik eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Millet olarak uzun yıllardır kabuğumuzu kırmanın mücadelesini veriyoruz. Kültür ve medeniyet değerlerimizden kopmadan, özümüze ve benliğimize yabancılaşmadan dünyada hak ettiğimiz konuma gelmenin gayretindeyiz. Her ne kadar 2002'den itibaren tarihimizin en büyük ivmesini yakalamış olsak da Türkiye'nin kalkınma, sanayileşme ve üretim kabiliyetini artırma mücadelesi çok daha eskilere dayanır. Osmanlı'nın ilk önce askerî sahada hayata geçirdiği, daha sonra topluma, siyasete, eğitime, ekonomiye teşmil ettiği ıslahat ve reform çalışmalarının temelinde eski ihtişamını yeniden kazanma arayışları vardır. Bu süreçte yaşanan kesintisiz savaşlar sebebiyle çabalarımız sekteye uğrasa da modernleşme, sanayileşme ve kalkınma hamlelerimizi bir şekilde sürdürmeyi başardık."

 

Erdoğan, muasır medeniyetler seviyesinin Cumhuriyet'in kurucu kadroları için askerî, beşeri ve üretim boyutu da olan bir ekonomik hedefi ifade ettiğini aktardı.

 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün teşvikiyle toplanan İzmir İktisat Kongresi'nde alınan kararlara bakıldığında bu hedefi çok net biçimde görebildiklerini anlatan Erdoğan, ancak kongrede alınan kararların tam anlamıyla hayata geçirilemediğini, genç Cumhuriyet'in başlattığı kalkınma atılımlarının da henüz emekleme safhasındayken belli çevrelerin sabotajıyla engellendiğini dile getirdi.

 

2001 krizi

Avrupa ve Asya ülkeleri başta olmak üzere dünyada sanayileşmenin hız kazandığı bir dönemde Türkiye'nin iç meselelerle uğraşmaktan fırsatları değerlendiremediğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

 

"Neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan darbeler sebebiyle Türkiye, demokrasi ve ekonomide çok ağır yaralar aldı, bedeller ödedi. Merhum Özal'ın başlattığı açılım seferberliği ise tam ritmini bulacakken koalisyonların sembolü olduğu siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle maalesef o da yarım kaldı. Türkiye, ekonomide üretim ve sanayileşme alanında içine hapsedildiği cendereyi onca gayretine rağmen kırmayı bir türlü başaramadı. 28 Şubat müdahalesi ve ardından gelen 2001 krizinin toplum hayatında ve ekonomide yol açtığı faturaları ise çok uzun yıllar ödemeye devam ettik. Aslına bakılırsa ülkemizin her alanda olduğu gibi sanayileşme konusunda da geri bırakılması kötü niyetli bir senaryonun eseridir. Sanayimizi geliştirmek için adım atan müteşebbislerimizin önlerinin bürokratik ayak oyunlarıyla kesilmesi, aynı uğurda ömrünü harcayan idealist siyasetçilerimizin alay konusu yapılması gayet bilinçli eylemlerdir."

 

Erdoğan, Anadolu'nun dört bir yanında ürün geliştirmek, üretmek, pazarlamak isteyenlere yönelik nobranlığa karşı ülkeyi ithal ürün cenneti hâline dönüştürenlere verilen sınırsız desteğin asıl niyeti ortaya koymaya yeterli olduğunu ifade etti.

 

"Üstelik bu kirli oyun, bizim insanlarımızın yeni bir şey ortaya koyma konusunda kabiliyetsiz olduğu bühtanıyla örtülmeye çalışıldı." ifadesini kullanan Erdoğan bu "hercümerc" içinde Türkiye'nin 1950, 1970 ve 1990'lardaki büyük dönüşümleri hep kaçırdığına dikkati çekti.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aşağı yukarı aynı şartlarda kalkınma yarışına girdiği ülkeler hızla gelişirken Türkiye'nin siyasi, sosyal ve ekonomik geri kalmışlığa mahkum edildiğini vurguladı.

 

Eğitimde katsayı uygulaması

Bu sürecin bir tarafında eğitim ve öğretimin de olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

 

"Eğitim öğretim meselesinde ayağı bu topraklara basan, medeniyet birikimimizle barışık, özgürlükçü bir sistem yerine maalesef formatlayan, dayatmacı, evlatlarımızı belli kalıplara hapseden modeller tercih edildi. Köy enstitüleri gibi denemeler asli amacı dışında milletimizin değerlerine karşı ideoloji yükleme aracı hâline getirildiği için hüsranla sonuçlandı. Milletimizin kültürünü ve inancını yaşatma vasıtası olarak gördüğü, bunun için de ilk günden itibaren sıkı sıkıya sarıldığı imam hatip okulları da tehdit olarak değerlendirildi. Kendi mecrasında önemli mesafe kateden endüstri meslek ve teknik liseleri ise bu okulların ülkenin kalkınması ve gelişmesindeki rollerini umursamayanlar tarafından ağır darbelere maruz bırakıldı. Özellikle darbe ve vesayet dönemlerinde eğitim sistemimiz, yapılan antidemokratik müdahalelerle iyice çıkmaza sürüklendi. Evlatlarımıza kendilerini korkusuzca ifade edebilecekleri, ideallerinin peşinden gidebilecekleri, hayallerini özgürce geliştirebilecekleri imkânlar sunulmadı. 28 Şubat zihniyetinin âdeta bir hançer gibi eğitim sistemine sapladığı katsayı uygulamasının olumsuz etkilerini bugün bile hissediyoruz."

 

Erdoğan, göreve geldiklerinde her alanda olduğu gibi eğitimde de sorunlarla boğuşan bir Türkiye manzarasıyla karşılaştıklarını belirtti.

 

O dönemde ülkenin tepesinde kara bulutların dolaştığını, insanların geleceğe dair umutlarının giderek zayıfladığını kaydeden Erdoğan, "Sanayicimizden öğretmenlerimize, emeklilerimizden gençlerimize kadar toplumumuzun tüm kesimleri âdeta kan ağlıyordu. Hemen kolları sıvadık ve milletimize Türkiye'yi dört ana sütun üzerinde yükseltme sözü verdik. Bunların da eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olduğunu ifade ettik. Milletimize olan diğer taahhütlerimiz gibi hamdolsun bu sözümüze de hep sadık kaldık." sözlerini sarf etti.

 

"Mesleki eğitim gören tüm öğrencilerimizin okurken en az asgari ücret kadar gelir elde edebilmelerini sağlamayı amaçlıyoruz."

Hazırladıkları tüm bütçelerde aslan payının daima eğitim ve öğretime ayrıldığını vurgulayan Erdoğan, 2002'de eğitime bütçeden 7,5 milyar lira ayrılırken 2022'de rakamın yükseköğretim dâhil olmak üzere 274 milyar 384 milyon liraya çıktığını anlattı.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, derslik sayısının 343 binden 606 bin seviyesine taşıyarak Türkiye'nin dört bir yanını modern eğitim kurumlarıyla donattıklarını belirterek "Bugüne kadar yaptığımız 714 bin 429 atamayla okullarımızın öğretmen eksiğini giderdik. İnşallah bu ay sonunda 15 bin öğretmen ataması daha yapıyoruz. Okullarımızı laboratuvardan kütüphaneye ve spor salonuna kadar evlatlarımızın ihtiyaç duyacağı her türlü tesisle donattık. Bu yatırımlar sayesinde hem eğitime erişimin önündeki engelleri kaldırdık hem de eğitimin ülkenin dört bir köşesinde yaygınlaşmasını sağladık." diye konuştu.

 

Özellikle kız öğrencilere yönelik ötekileştirici ve baskıcı uygulamaları ortadan kaldırarak her seviyede eğitime katılımlarını artırdıklarına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Hâlihazırda temel eğitimde kız ve erkek çocuklarımız eşit oranda eğitime erişmiş durumdadır ancak ülkemizde hâlen bazı çevrelerin kız çocuklarımızın eğitim öğretim haklarını özgürce kullanmasından rahatsızlık duyduğunu da biliyoruz. İkna odaları ve katsayı utancını bu ülkeye yaşatan zihniyetin son günlerde tehdit diline yeniden sarıldığını görüyoruz. Buradan dikta hevesleri yeniden depreşenlere şu ikazı yapmak istiyorum. 15 Temmuz'da şahit olduklarımız, milletimizin hak ve özgürlüklerini koruma konusundaki kararlılığını açıkça göstermiştir. O gece bir kez daha gördük ki Türkiye'yi 28 Şubat karanlığına geri döndürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.

 

Tek parti faşizminin geride bıraktığı o acı hatıraları, aziz milletimize bir daha kimse yaşatamaz. İdeolojik saplantılar veya başka sebepler dolayısıyla kız çocuklarımızla okulları arasına yeni duvarların örülmesine kesinlikle izin vermeyiz. Aynı şekilde hangi yaşta olursa olsun bu ülkenin evlatlarının dinini, diyanetini ve kültürünü öğrenmesinin engellenmesine rıza göstermeyiz. Gerek devleti yönetenler gerekse ebeveynler olarak şu gerçeği hepimiz gayet iyi biliyoruz; eğitim öğretim özellikle de kaliteli eğitim, aydınlık yarınlarımızın teminatıdır."

 

"Mesleki eğitimin ortaöğretim içindeki payını yükselttik"

Cumhurbaşkanı Erdoğan; ülkenin gençlerinin her alanda en iyisine ve en güzeline layık olduğunu, milletin küresel ölçekte iddia ve imkân sahibi bir konuma gelmesinin yolunun eğitim ve öğretimden geçtiğini söyledi.

 

Türkiye'nin ekonomisinin güçlenmesi ve istihdamın artırılması için mesleki eğitime özel önem verdiklerini aktaran Erdoğan, "Ancak eğitim gibi yıkmanın ve bozmanın kolay, yapmanın ve ihya etmenin zor olduğu bir mesele de geçmişin hatalarını telafi etmek, unutmayın zaman alıyor." sözlerini sarf etti.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, OECD ülkeleri ortalamasının altına düşen mesleki eğitimin ortaöğretim içindeki payını, attıkları adımlarla yeniden yükselttiklerini hatırlatarak "OECD'nin raporlarına göre ortaöğretimde yeni mezun olanlar içerisinde mesleki eğitim mezunlarımızın oranı yüzde 43'e yükseldi. Aynı oranın OECD ülkeleri ortalaması yüzde 38'dir. Bakın biz yüzde 43'teyiz, Avrupa Birliği ortalaması ise yüzde 43. Hayata geçireceğimiz projelerle önümüzdeki dönemde bu oranların daha da iyileşeceğine inanıyorum çünkü bizim buna herkesten çok ihtiyacımız var." değerlendirmesinde bulundu.

 

Mesleki ve teknik eğitim alanındaki tecrübeleri uluslararası alana taşımak amacıyla yeni bir projeyi daha devreye alacaklarını anlatan Erdoğan, "Açacağımız uluslararası mesleki ve teknik Anadolu liseleri ile hem kendi evlatlarımıza yeni ufuklar kazandıracak hem de gönül coğrafyamızdan gelecek gençlere mesleki eğitim imkânı sağlayacağız. Uluslararası Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri Projemizin şimdiden hayırlı olmasını diliyor, projede emeği geçenleri tebrik ediyorum." ifadesini kullandı.

 

"Tarihi bir rekor kırdık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesleki ve teknik eğitimi destekleyici politikaların neticelerinin birçok alanda görüldüğüne dikkati çekerek şunları kaydetti:

 

"Bu gelişmeyi destekleyecek yeni adımları da atıyoruz. Mesela döner sermaye gelirlerinden alınan yüzde 15'lik hazine kesintisini yüzde 1'e düşürdük. Böylece meslek liselerimizin üretim kapasitelerini artırarak daha fazla öğrencimizin gerçek iş ortamında eğitim almalarının önünü açtık. 2020 yılında yapılan üretimden elde edilen gelir 503 milyondu, geçtiğimiz yıl hedeflenen 1 milyarlık üretim kapasitesinin de üzerine çıkılarak meslek liseleri açısından tarihî bir rekor kırdık.

 

Döner sermaye kapsamında yapılan üretimden öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz de önemli miktarda pay aldılar. Bugün itibarıyla 2020 yılına göre gelirlerimiz salgın sürecine rağmen yüzde 131 artarak 1 milyar 162 milyon lira seviyesine ulaştı. Bu yıl için 1,5 milyar liralık bir gelir rakamı hedefliyoruz, mesleki eğitim gören tüm öğrencilerimizin okurken en az asgari ücret kadar gelir elde edebilmelerini sağlamayı da amaçlıyoruz."

 

Millî Eğitim Bakanlığının fikrî mülkiyet hakları çalışmaları kapsamında önemli adımlar attığını vurgulayan Erdoğan, "2021 yılında hedeflenen patent faydalı model tasarım ve marka tescil çalışmaları 2 kat fazlayla 1532'ye çıkmıştır." dedi.

 

Erdoğan, önümüzdeki dönemde hem ürün sayısını artırma hem de tescil edilen ürünlerin ticarileştirilmesine yönelik çabaları yoğunlaştıracaklarını belirtti.

 

Eğitim kapasitesinin güçlendirilmesiyle genç işsizliğin azaltılmasına katkı yapan bir diğer çalışmanın da mesleki eğitim merkezleri olduğuna işaret eden Erdoğan, "Çırak kalfa ve usta yetiştiren mesleki eğitim merkezlerimiz, ecdadımızın ahilik kültürünün bir mirasıdır. Hükümet olarak özgün, modern ve yenilikçi projelerle bu güzel mirasımızı korumaya ve zenginleştirmeye gayret ediyoruz." görüşünü paylaştı.

 

 

 

10-01-202210-01-202210-01-202210-01-202210-01-202210-01-202210-01-202210-01-202210-01-202210-01-202210-01-202210-01-202210-01-202210-01-2022

Yayın Tarihi: 10.01.2022